Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı'na 28 Temmuz 1914 tarihindeki Almanya'nın Rusya'ya savaş ilanıyla girmiştir. Bu olay, savaşın genel sebeplerinden biri olan Balkanlar'daki gerilimi artıran faktörlerin etkisiyle gerçekleşmiştir. Osmanlı Devleti, Almanya'nın yanında savaşa girmiş ve Merkez Devletleri olarak adlandırılan Almanya, Avusturya-Macaristan ve İtalya'nın yanında yer almıştır. Bu karar, Osmanlı Devleti'nin daha önceki dış politikasından farklı olarak, daha aktif bir şekilde savaşa katılmasını sağlamıştır.
Osmanlı Devleti'nin savaşa girişindeki temel etkenlerden biri de İttihat ve Terakki yönetiminin Almanya ile yakınlaşması ve Osmanlı-Rus ilişkilerindeki gerilimin artmasıdır. Bu dönemde Osmanlı Devleti, Almanya'nın desteğini güçlendirmek amacıyla Alman subaylarını ordusuna almış ve Alman Donanması'na Osmanlı sularında serbest geçiş izni vermiştir. Bunun yanı sıra Osmanlı Devleti'nin savaşa girişinde, Osmanlı topraklarında bulunan stratejik bölgelerin (özellikle Çanakkale Boğazı) güvenliğini sağlama arzusu da etkili olmuştur.
Bununla birlikte, Osmanlı Devleti'nin savaşa girişiyle birlikte içeride ve dışarıda çeşitli zorluklarla karşılaşmıştır. Ekonomik olarak zayıf olan devlet, savaşa katılma sürecinde daha da zor duruma düşmüş, askeri kaynaklarını etkin bir şekilde kullanamamış ve savaşın yıkıcı etkileriyle karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca, Osmanlı Devleti'nin savaşa girişi, Arap dünyasında Osmanlı hakimiyetine karşı bir tepki yaratmış ve bu durum, savaş sonrası dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüne katkıda bulunmuştur.
Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girişi, hem Osmanlı İmparatorluğu'nun kendi içindeki dengeleri hem de savaşın genel seyrini etkilemiştir. Bu olay, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemindeki zorlu sürecin bir parçası olmuş ve sonrasında imparatorluğun çöküşüne ve modern Türkiye'nin kuruluşuna zemin hazırlamıştır.
Osmanlı Devleti'nin savaşa girişindeki temel etkenlerden biri de İttihat ve Terakki yönetiminin Almanya ile yakınlaşması ve Osmanlı-Rus ilişkilerindeki gerilimin artmasıdır. Bu dönemde Osmanlı Devleti, Almanya'nın desteğini güçlendirmek amacıyla Alman subaylarını ordusuna almış ve Alman Donanması'na Osmanlı sularında serbest geçiş izni vermiştir. Bunun yanı sıra Osmanlı Devleti'nin savaşa girişinde, Osmanlı topraklarında bulunan stratejik bölgelerin (özellikle Çanakkale Boğazı) güvenliğini sağlama arzusu da etkili olmuştur.
Bununla birlikte, Osmanlı Devleti'nin savaşa girişiyle birlikte içeride ve dışarıda çeşitli zorluklarla karşılaşmıştır. Ekonomik olarak zayıf olan devlet, savaşa katılma sürecinde daha da zor duruma düşmüş, askeri kaynaklarını etkin bir şekilde kullanamamış ve savaşın yıkıcı etkileriyle karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca, Osmanlı Devleti'nin savaşa girişi, Arap dünyasında Osmanlı hakimiyetine karşı bir tepki yaratmış ve bu durum, savaş sonrası dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüne katkıda bulunmuştur.
Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girişi, hem Osmanlı İmparatorluğu'nun kendi içindeki dengeleri hem de savaşın genel seyrini etkilemiştir. Bu olay, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemindeki zorlu sürecin bir parçası olmuş ve sonrasında imparatorluğun çöküşüne ve modern Türkiye'nin kuruluşuna zemin hazırlamıştır.